İnsan Her Yerde İnsan

Ben bir gezginim, göçebeyim. Şimdiye kadar 27 ülke, 4 eyalet, dünyanın dört bir yanında sayısız şehir gezdim, gördüm, gözlemledim. Gittiğim her yerde sosyoloji ve insan doğası üzerine çalıştım, düşündüm, yazdım.

Her ülkenin farklı bir kültürü, farklı bir felsefesi, farklı değerleri, gelenekleri, inançları, müziği, yemekleri, iklimi, harikaları var.

Fakat insan her yerde insan.

Korku aynı, endişe aynı, mutluluk aynı, sevgi aynı. Dinler farklı ama muhafazakârlık aynı! Herkes aynı mücadele içerisinde, yaralar aynı.

İnsan her yerde insan.

Bu durum beni sorgulamaya itiyor, nasıl oldu da herkesin acı çektiği ve yalnız hissettiği bir sistem yarattık?

Nasıl oluyor da haftada en az 5 gün, günde 8 saat çalışarak ve hayatımız boyunca değerli zamanımızı para kazanmak için, korku içinde ölümü bekleyerek harcamaya gönüllü olduk? Gerçekten buraya, hayatlarımızı böyle geçirmek için geldiğimizi mi düşünüyorsunuz? Herkesin inşa ettiğimiz sistemden muzdarip olduğunu biliyorum, bu yüzden soruyorum hala sisteme nasıl katkıda bulunuyoruz? Hâlâ nasıl bu illüzyonun bir parçasıyız? Nasıl değişiklik başlatabiliriz?

Eğitim sistemine bakın, çocuklarımıza bir şey “olabilsinler”, rahat bir hayat yaşayabilsinler diye bir derece almaları gerektiğini öğretiyoruz ve yaş 5’ten 21’e kadar okula gönderiyoruz. Bu çok acımasız değil mi?

Sağlık hizmetleri ne olacak? Ancak paranız varsa hastaneye gidebilirsiniz ve sizi geçici olarak uyuşturan, büyük olasılıkla yan etkileri olan ve farklı sorunlara neden olacak ilaçları alırsınız, hastalığınızın kök nedeni bile iyileşmez. Hükümetler insanları tek tipleştiren, özgünlüğü yok eden, insanların beynini saçmalıkla yıkayan ve adına da eğitim diyen bir sistem yarattılar ki ölene kadar yönetilebilir bir sürü olabilelim.

Bu eski, geleneksel sistemin vadesinin dolduğunu düşünmüyor musunuz? Herkesin neşe içinde yaşadığı bilinçli bir yaşam hayal ve tezahür ediyorum; kendi yaratım gücünün farkında olan ve birlik içinde özgürce yaşayan bir insan ırkı.

Ve bu mümkün!

Korkuyu seçmek yerine artık kendimizi seçersek!

Peki ya sen, benimle misin?

You Might Also Like